19 Ekim 2008 Pazar

90+6'ta Gelen Hayat Öpücüğü

İlk yarı 1-0 evsahibi ekibin lehine bittikten sonra devre arasında ne konuşulmuştu acaba dün gece. Yine sıradan taktikler mi verilmişti Luis tarafından sarı-lacivertli oyunculara? Yoksa ''Yeter artık yahu! Sizin bu takımı yenmeniz için taktiğe falan ihtiyacınız yok! Sadece ruhlarınızı geri çağırın yeter!'' mi demiştir İspanyol Hoca.

İlk yarı boyunca geçmiş maçlardan hiç ders almayan, kılını kıpırtmayan bir Fenerbahçe vardı sahada. Kocaelispor'un güçsüzlüğü ve uyumsuzluğu sırıtırken, Taner Gülleri'nin ceza alanına girip gol vuruşunu yaptığı anda, Edu ile Lugano tam da Taner'in arkasındaydılar ve golü izliyorlardı. Fenerbahçe için bu golün altından kalkmak hiç kolay olmayacaktı bundan sonra, zaten olmadıda...

Devreye mağlup giren sarı-lacivertliler ''lütfen'' kıpırdanıp, baskıyı arttırmaya çalıştı. Zaman ilerlerken orta sahada mükemmel bir çalımla rakibini ekarte eden Semih Şentürk, aynı mükemmellikte bir pasla Daniel Güiza'yı golle burun buruna bıraktı. Güiza'nın vuruşu ''klas'' olsa da yetersizdi ancak Bülent Bölükbaşı ''soğukkanlılıkla'' kale çizgisinden çıkarabileceği topa müdahele etmek isterken, kendini sakatladı. Golden üç dakika sonra Uğur Boral, ''dönüp dolaşıp'' güzel bir vuruşla skoru 2-1'e getirmeyi başardı. 78. dakikada Musa Büyük'ün ''öylesine'' getirdiği ve ''öylesine'' ortaladığı top Deniz Barış'a çarpıp yön değiştirdi. İşin ilginci ceza alanında bulunan 4 Fenerbahçeli yerine sadece tek Kocaelisporlu oyuncuya gitti top. Jestrovic'e. Jestrovic gol vuruşunu yaptı ve skora dengeyi getirdi. Fenerbahçe futbol oynayamıyordu ama şansı da yanında değildi bu pozisyonda.

90+6 oynanırken, Fenerbahçe Kocaelispor savunmasını üçe üç yakaladı. Güiza çalımını attı, Semih Şentürk'ü harika gördü, Turkcell Super Lig'in en iyi golcüsü için ''bitirici vuruş''u yapmak zor olmadı. Semih Kocaeli tribünlerine ''sus'' çekerken, Yılmaz Vural yine yerlerde yuvarlanıyordu.

Herşeyden önce belirtmek lazım. UEFA ve FIFA üstüne basarak belirtiyorki; maçın sonuna eklenen dakika, oynanacak en az uzatma süresini belirtir. Eğer hakem maça 5 dakika eklemişse, bu karşılaşma ''en az'' 5 dakika daha oynanacak demektir. Yani Yılmaz Vural'ın kendini yerden yere atmasına hiç gerek yoktu. Büyük bölümünü zaman geçirerek oynadığın karşılaşmanın son dakikasında rakibine üçe üç yakalanmayacaktın. Fenerbahçe'nin gol atacak mecali yoktu ama buna davetiye çıkarmayacaktın.

Bülent Yıldırım halen Turkcell Super Lig'de maç yönetmeye devam ediyor! Kendisini büyük bir hayranlıkla izlemeye tabiki devam ediyorum! Dün Fenerbahçe'nin ilk golünden önce Uğur Boral'ın gözünün önünde Jestrovic'e yaptığı faulü vermeyip oyunu devam ettirerek, savunmada az adamla yakalanan Kocaelispor'un bu golü yemesindeki etkenlerden biri oldu. Güiza golü kaçırsa belki bu pozisyon hemen unutulup gidecekti ama neyseki gol oldu da Erman Toroğlu'na da ''ders vereceği'' bir pozisyon çıktı.

Önce Arsenal arkasından Bursaspor geliyor İstanbul'a. Çok zor bir trafiği var Fenerbahçe'nin ve çok zor maçları. Altından kalkabilecekler mi bilmiyorum ama oynadıkları futbolun kalitesini acilen yükseltmek zorundalar...

3 yorum:

Murat YILMAZ dedi ki...

sevgili faruk maç yazılarıyla ilgili benim senden asıl beklentim farklı bakış açılarını yakalaman. maçın nasıl geçtiğini maçı seyreden herkes zaten görüyor, yada gazeteden okuyor. onları yeniden dile getirmektense bir Trabzonsporlu olarak Fenerbahçe maçının farklı noktalarını dile getirmen bizlere farklı bakış açısı katacaktır. ayrıca uğur boral'ın pozisyonunu çok iyi yakalamışsınız. fakat böyle pozisyonlarda her maç en az yirmi tane yanlış karar çıkıyor; dolayısıyla bunu Fenerbahçe adına şans, Kocaeli adına şanssız olarak değelendirebilir miyiz? Aynı Uğur Boral'ın M.Bölükbaşı'ndan ceza sahasına girerken faulsüz aldığı topa hakemi faul çalması var, o pozisyon da doğal olarak gol olabilirdi, değil mi?! Objektiflik-eşit davranma sizden en büyük beklentimiz. Diğer takımların maçlarında da benzer pozisyonları dile getirmenizi bekleyeceğiz.

Faruk dedi ki...

Sevgili Admin;

Bakın paragraf bu:

Bülent Yıldırım halen Turkcell Super Lig'de maç yönetmeye devam ediyor! Kendisini büyük bir hayranlıkla izlemeye tabiki devam ediyorum! Dün Fenerbahçe'nin ilk golünden önce Uğur Boral'ın gözünün önünde Jestrovic'e yaptığı faulü vermeyip oyunu devam ettirerek, savunmada az adamla yakalanan Kocaelispor'un bu golü yemesindeki etkenlerden biri oldu. Güiza golü kaçırsa belki bu pozisyon hemen unutulup gidecekti ama neyseki gol oldu da Erman Toroğlu'na da ''ders vereceği'' bir pozisyon çıktı.

Ben de belirtmişim zaten pozisyonun devamının golle sonuçlandığı için gündeme geldiğini, bu tip pozisyonların, çalınmayan faullerin dünyanın her yerinde defalarca kez olduğunun ben de farkındayım. Rica ederim olayı ''bağcıyı dövme'' pozisyonuna getirmeyin. Temel amacım Bülent Yıldırım'ın Turkcell Super Lig'de her zaman bu ve buna benzer hataları yapmasına rağmen maç yönetiyor oluşudur.

Maç sonu yazılarında mutlaka gol anlarına, oluşumlarına, gol vuruşlarına dikkat çekeceğim, maç analizlerinin son paragraflarında ya da analiz aralarında maçın gidişatına değiniyorum zaten. Bu tamamen benim tarzımla alakalı birşey. Takdir edersinizki dün akşam oynanan maçla ilgili ''Fenerbahçeye sahaya 4-5-1, Kocaelispor ise 4-4-2 düzeninde sahaya çıkmıştı'' şeklindeki girişler okuyucu fena halde boğar. Teknik analiz işi zaten benim haddim değil. Yine de önerinize teşekkür ediyorum, dikkate alacağıma emin olabilirsiniz...

Murat YILMAZ dedi ki...

sevgili admin, amacımız bağcıyı dövmek değil elbette. Yorumlarınıza değer vermesek zaten okumayız. Bizim ihtiyacımız maç yazılarında başka bir bakış görmek. Hep dersin ya etrafında bol bol Fenerli var, al sana farklı bir bakış. İşte bu tadı istiyoruz.
Faul-gol mevzusunu dile getirmenize birşey diyen elbette yok. Sadece bu dikkatinizi diğer maçların yorumlarında da görmek istiyoruz.