31 Ekim 2008 Cuma

Orada Neler Oluyor?

Sezona oldukça iyi başlayan Trabzonspor'un son dönemdeki ciddi düşüşünün hepimiz farkındayızdır herhalde. İlk 6 resmi maçta alınan 5 galibiyet ve bir beraberlikten sonra son 3 maçta alınan iki adet ''üçer gollü'' yenilgi ve bir adet ''zor kurtarılmış'' beraberlik mevcut.

Tekrar tekrar geriye dönüp ''20 tane yeni oyuncu alındı, uyum süreci, sakatlıklar, kadro uyuşmazlığı'' gibi teranelerden bahsetmek yerine farklı bir konuya değinmek istiyorum aslında. Hem Ersun Yanal'ın hem de oyuncuların bireysel performanslarına.

İbrahima Yattara şu an takımın yıldızı konumunda bir futbolcu. O sahada olunca hemen herşey ondan soruluyor gibi. Performansının düşüklüğü ve yüksekliği ''direkt'' takıma etki ediyor. Trabzonspor ve Al Saad arasında gidip gelen Yattara'nın son üç maçtaki form düşüklüğü son derece belirgin. Hele ki son oynanan ve benim izlemediğim Türkiye Kupası maçında denilene göre ''dibe vurmuş''. Yattara mutsuz mu bilmiyorum açıkçası. Çok profesyonel bir karakteri de yok. Duygusallığı var ve şu anki ruh hali muhtemelen performansına etki ediyor. Katar hikayesini unuttukça gerçek kimliğine dönecek ve Trabzonspor'a faydalı olacaktır bundan hiç kuşkum yok.

Tony Slyvia Fransa'dan uzun uğraşlar sonucu getirildi Trabzon'a. Milli takımın üçüncü kalecisi Tolga Zengin ve Ümit Milli Takım'ın banko kalecisi Onur'un yanına hemde. Aslında daha baştan eldekilere güvenmediğini belli etmiş oldu Trabzonspor yönetimi. Tolga Zengin'in performansı hiçbir zaman tam olarak güven vermedi Trabzonspor Camiasına. Çokça da eleştirilen O oldu. Bu sezon en iyi maçını Ankara'da Ankaragücü'ne karşı oynamıştı ve gerçekten iyiydi o maçta. Ha bana soracak olursanız sezon boyunca yediği tek hatalı gol Arda Turan'ın yaptığı ortayı ''içeri alması'' oldu. Bunun dışında da öyle ahım şahım hatalı gol yemedi, Tony Slyvia ise çok farklı durumda, bence Tolga'dan kesinlikle iyi değil, öyle büyük bir kariyeri de yok. Şayet Tolga Zengin kendine güvenle ilgili bir sıkıntı yaşıyorsa kalenin bir an önce Onur Kıvrak'a teslim edilmesi gerekiyor büyük bir güvenoyuyla. Bir kaleci sabitlensin artık şu kaleye, Hasan Sönmez, Tolga Zengin, Jefferson, Onur, Slyvia... Bir kısır döngüdür gidiyoruz. Benim ilk tercihim Onur ikinci ise herşeye rağmen Tolga Zengin'dir.

Takımla ilişiği kesilmesi gereken Tayfun Cora'nın da bir an önce satılması gerekiyor Kocaelispor'a olmadı Ankaragücü'ne falan. En büyük hobisi kendi ifadesiyle ''arabaya binip müziği son ses açıp sokaklarda turlamak'' olan bir insanın varın oynayacağı futbolu siz düşünün. Galatasaray mağlubiyetinin de baş sorumlularındadır aynı zamanda. Faturayı tamamen O'na kesmekte istemiyorum.

Rigobert Song ve Egemen Korkmaz tandemi ise ayrı bir enteresanlık. Antalyaspor ve Konyaspor'dan ikişer, Galatasaray'dan ise üç gol yediler, daha fazlasından ise ''Lincoln'ün amatörlüğü'' sayesinde kurtuldular. 3 maçta yenen 7 gol ''şampiyonluk iddiasında olan'' bir takımın savunma performansı olmamalı. Song artık kendisine biçilen görev haricinde ekstra işler yapmamalı, takım hücumdayken O'nu da ceza alanı civarlarında görmek artık iyice can sıkıcı hale gelmeye başladı. Savunmadan kaptığı toplarla ''Messi çalımları'' atıp rakibin üstüne hızla gitmekte O'nun işi değil. O riske girmediği için para kazanıyor. Bu işleri ''riske girdiği için para kazanan'' Gustavo Colman, İbrahima Yattara gibi isimlere bırakması gerekiyor. Bu bölge için alnernatif isim olan Giray Kaçar'ın da ''yavaş yavaş'' devreye sokulması gerekiyor.

Selçuk İnan ilk iki hafta sergilediği tek kişilik ''resitallerden'' sonra müthiş bir düşüşün içine girdi. Topları ezmeye, sık pas hatası yapmaya ve garip bir aceleciliğin içine girdi. Topla oynama sevdasıda cabası. Sezonun en iyi transferlerinden biri gözüyle bakılan bu oyuncunun bir an önce toparlanması gerekiyor. Oynadığı mevki son derece hassas ve pek fazla ''hata'' kaldırmıyor. Hüseyin Cimşir ise bildiğimiz Hüseyin Cimşir. Ne bir fazla, ne bir eksik. Milan'a karşı Liverpool'a karşı ne oynayacaksa, emin olabilirsinizki, Alanyaspor'a, Urfaspor'a karşı da aynı oyunu oynayacaktır.

Gustavo Colman enteresan bir adam, öldürücü pasların sahibi, ince çalımları da var ve ceza alanı çevresinde sık faul alabiliyor. Çok fazla eleştirdiğim dönemde oynadığı Gaziantepspor lig maçında suratıma tokat gibi çarpan ''güzel'' bir futbol oynadı. Devam ettirirse Serkan Balcı'yı yine sağ beke hapseder ancak olası tökezleme durumlarında (Galatasaray maçı gibi) O'nun bölgesinde Serkan Balcı haddinden fazla iyi oynuyor. Şu an takımda en çok asist yapan oyuncunun da Serkan Balcı olması ilginç bir durum. Biz O'nu en son bıraktığımızda sağ bekti ancak bu aralar ön liberoları ve ofansif orta sahaları zorlayacak bir performans gösteriyor.

Forvetlerin durumu ise tamamen trajedi. Umut Bulut'ta Gökhan Ünal'da sadece birer ''hayalkırıklığı olmaktan'' öteye gidemiyorlar. Müthiş bir uyumsuzluğun yanında, inanılmaz bir top ezme ve kontrol edememe furyası almış başını gidiyor. Gökhan Ünal Umut'a göre biraz daha fazla pozisyonu kokluyor, daha iyi yer tutuyor ki tek artısı da bu zaten. Bu bölgede Isaac Promise attığı goller ve mücadeleci performansıyla her geçen gün biraz daha sivriliyor.

Kilit adam ise tabi ki Ersun Yanal. Sezona iyi bir giriş yapan Trabzonspor ''Yattarasız'' maçlarda oyun anlamında tamamen ''çuvallamış'' ancak skor anlamında kendine yetenleri buldukça, eksikler görülmemişti. Galatasaray mağlubiyetinden sonra çatlak sesler yükselmeye başladı. Gaziantepspor ile oynanan iki maçta yenen dört gol ve alınan bir beraberlik ile bir mağlubiyet çatlak sesleri ''ayyuka'' çıkardı. Ersun Yanal'ın ''bana göre'' yapması gereken şeyler çok basit:

1- Kaleci konusunda daha fazla polemik yaratmadan, kaleyi en güvendiği kaleciye teslim etmeli ve seçtiği kalecinin performansı için sabır göstermeli.

2- Çok hata yapan ve çok gol yiyen savunmaya acil çare bulmalı. Giray Kaçar'ı değerlendirirken, Egemen'i sola ya da Song'u sağa yerleştirmek gibi ''fantezi'' kararlar vermemeli. Sağ bek için Ferhat Çökmüş opsiyonunda birkaç maç ısrar edilmeli.

3- Forvet sayısının mutlaka bire indirilmesi ve bu forvetin mutlaka Isaac olması gerekiyor. Gökhan ve Umut kenarda beklesin, maçın gidişatına göre oyuna girsin, en azından yedek kulübesinde ''skoru değiştirebilecek'' kapasite de oyuncu fazlalığı olsun. Öldürücü pasların adamı Gustavo Colman ''Alexvari'' oynarken, Serkan Balcı ile orta saha takviye edilmeli.

4- Taktiksel olanların dışında bir de işin demeç/röportaj kısmı var. Ersun Yanal'ın oyuncularını ''isim vererek'' kamuoyu önünde eleştirmesi şık durmuyor. Bunu yapmaması gerekiyor. Her kötü sonuçtan sonra ''yeni bir takımız, zamana ihtiyacımız var'' demeçlerini de vermemeli ki bunu zaten herkes biliyor. Burada önemli olan ''savunma'' yapmak değil, yaşanan olası puan kaybının nedenlerini ortaya dökebilmek.

Sonuç itibariyle Trabzonspor'da bir ''çöküş'' yaşanıyor mu? sorusunun cevabı bana göre kesinlikle ''hayır''dır. Yeteneği herkes tarafından kabul edilen Barış Memiş'i bile ''kullanmadan'' fazlaca alternatif çıkardığımı düşünüyorum. Bu doğrultuda baktığımızda Trabzonspor her takımın yaşayabileceği küçük çapta bir krizin eşiğinde gibi duruyor ve bu hafta oynanacak olan İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçı bu krize girmemek için önemli bir mihenk taşı...

NOT: Bu yazı bu www.muhabirturk.com sitesinde de yayınlanmıştır.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

ya ama kardeşim benim anlamadığım bi konu var.bu takım sezon başlarken başkanı tarafından yapılan açıklamaya göre hedef olarak avrupa kupalarına seçmişti.daha sonra bunu teknik direktörde bizlere dekare etti.hedef bu sezon avrupa kupalarına katılmaktı.takım arka arkaya 3 maçta (biri kupada) 2 yenilgi 1 beraberlik alınca yönetim ve bizim o müthiş yerel basınımız falan neden hoplar anlamak çok zor.takım liderin bir puan gerisinde 2. sırada.türkiye kupasındada deplasmanda çıktığı ilk maçı 3-1 kaybetmiş.daha önünde 3 maç var.yani hedeften kopmanın aksine lig için söylüyorum şu an trabzonspor hedefin üzerinde bir yerde.o zaman nedir problem.umuta gökhana gol atmayımı öğretecek teknik direktör ya da 85 yaşındaki songa defans yapmayı.tabiki hataları var ersun yanalın.zaten ingilizler futbolu bulduğundan beri sanırım eleştirilmeyen hatasız bir teknik direktör futbol sahalarında olmamıştır.ersun yanal trabzonun son şansıdır ya olacak ya olmayacak trabzonspor bunu iyi değerlendirmelidir.yeni macerlalar için artık çok geç.