21 Ağustos 2008 Perşembe

2008-09 Trabzonspor

Ligin başlamasına sayılı günler kala naçizane analizlerimi yapmak istedim ve affınıza sığınarak Trabzonsporla başlayayım dedim.

Geçen sezonun devre arasında Gökdeniz Karadeniz'in gidişiyle iflas etmiş bir kadro kalmıştı elde. Fatih Tekke, Miroslav Szymkoviak, Milan Stepanov gibi kalburüstü oyuncuların takımdan ayrılmaları ile başlayan sarsıntı, Marcelinho'nun takımla kan bağının tutmaması, Ersen Martin'in İspanya'ya gidişi, eldeki yetersiz kadro gibi faktörlerin üstüne bir de aciz yönetim anlayışı eklenince küme düşme adayları arasında gösterilmeye başlanmıştı bordo-mavililer.(Zaten eskiden beri bayılır bu duruma İstanbul medyası) Nuri Albayrak'ın görevi Sadri Şener ve ekibine teslim etmesinin ardından transfer döneminde yedekleriyle birlikte bir takım transfer edildi. Doğrusu bu derece kapsamlı bir operasyonu bende beklemiyordum. Şimdi tek tek şunlar geldi bunlar gitti diye yazmayacağım. Sadece şöyle söyleyeyim; Ersun Yanal ciddi nokta transferler yaptırdı yönetime. Birinci nokta transfer Hrvoje Cale. Kendisi solbek Hırvatistan'ın Dinamo Zagreb takımından transfer edildi. 23 yaşında ve Zagreb ekibinde banko oynuyordu. Hazırlık maçlarındaki performansı vasatı geçmedi ancak uyum süresini gözardı etmemek gerek. İkinci nokta transfer Gustavo Colman. Colman'ın transferi hemen hemen Sadri Şener göreve geldiği zamanlardan itibaren konuşulmaya başlanmıştı. Sancılı bir sürecin ardından Geerminal Beershot'tan transfer edilebildi. Kontratı 5 yıllık. Bu da O'na ne kadar güvenildiğini gösteriyor. Orta sahada pas organizasyonunu sağlayacak bir numaralı oyuncu. Üçüncü nokta transfer Selçuk İnan. Hüseyin Çimşir, Abdelaziz Ayman, Hasan Üçüncü gibi oyuncularla tamamlamaya çalıştığımız bölge olan defansif orta sahaya transfer edildi. Top tekniği ve presi bilinen A milli oyuncunun çok başarılı olmasını bekliyorum. Dördüncü nokta transfer Gökhan Ünal. Forvette en son elde kalan alternatifler Umut Bulut ve Ergin Keleş'ti. Bu anlamda kaliteli golcü Gökhan Ünal'ın transferi müthiş bir hamle oldu. Bu bölgenin bonus transferi ise; Isaac Promise. Stoperler baştan aşağıya değişti. İlk önce Giray Kaçar sonra Egemen Korkmaz ve en sonunda Rigobert Song geldi. Önceleri tandeme Rigobert Song ve Giray Kaçar yerleşir diye düşünülürken, Egemen Korkmaz genç Giray'dan formayı kapmış gibi gözüküyor. Genç Ceyhun Gülselam'ın da kaptan Hüseyin Cimşir'den formayı kapmayı an meselesi. Kalede Tolga Zengin, Onur Kıvrak ve yeni tansfer Tony Slyvia alternatifleri var. Gerçi ben Slyvia transferindeki sorunların çözüldüğünü sanmıyorum, göreceğiz yakın zamanda. Sağ kanatta İbrahima Yattara var elde zaten, takımın süperstarı. Yeni 61 numaramız Barış Memiş sol açık oynayabilir mi? Bence rahat rahat oynar ama son karar hocanın. Kurulan kadro son derece umut verici, heyecanlandırıcı. Hazırlık maçlarında inişli-çıkışlı bir performans sergilendi ama tam kadro sahaya çıkan Werder Bremen karşısında alınan 3-1'lik galibiyet bence çok güçlü bir ışık oldu ilerisi için. Takım sahaya nasıl çıkar, ideal onbir nasıl olur? Bunu kestirmek güç ama üç aşağı beş yukarı:

Tolga Zengin
Serkan Balcı (Tayfun Cora)
Rigobert Song
Egemen Korkmaz (Giray Kaçar)
Hrvoje Cale
Selçuk İnan
Hüseyin Cimşir (Ceyhun Gülselam)
İbrahima Yattara
Gustavo Colman
Barış Memiş
Gökhan Ünal (Umut Bulut)

bence en mantıklı tercih olur. Ersun Hoca iki forvet oynamak istiyor bunu biliyorum. Bu yüzden de Barış Memiş kesik yiyip yerine Umut Bulut oynayabilir. Kısaca bol alternatifli, başarıya aç, koşan, ısıran, genç bir kadro var Trabzonspor'da. Camia'nın sabırlı olması gerekecek, başarı için sabır şart, bütünlük şart. Özellikle Ersun Hoca'ya destek olmak gerek. Türkiye'nin en yetenekli teknik direktörü şu an Trabzonspor'un başında ve O'na sahip çıkmamız gerekiyor. Milli takımda yaşadıklarını Trabzon'da yaşamasın. Avni Aker Stadı'nın kombinelerinin tamamına yakını satıldı. Rekor kırıldı bu sezon kombine satışlarında. Heyecan buradan bile belli oluyor. Avni Aker'e yıllardır gerekli olan makyaj yapıldı. Kale arkaları sahaya yaklaştırıldı, kapasite beşbin kişi arttırıldı. Sivasspor maçındaki olayları unutmadık, akıllı olmamız gerekiyor, en amiyane tabirle.

Tahminimce en kötü ihtimalle UEFA Kupası'na katılma hakkı elde edeceğiz sezon sonunda. Daha iyi ihtimalle Şampiyonlar Ligi ön eleme turlarına katılırız. Daha iyi bir ihtimal daha var... Dile getirmiyorum...

Hiç yorum yok: