20 Ağustos 2008 Çarşamba

Yapma Bunu!

Tofaş SAS ve Ülkerspor ülkemizdeki en taze örnekleri kepenkleri indirmenin. İki kulübünde mazereti aynı hemen hemen. ''Yapabileceğimiz herşeyi yaptığımıza inanıyoruz, profesyonel şubemizi kapatıp altyapı çalışmalarına ağırlık vermek istiyoruz''. Ne kadar nefret ederim şu cümleden bilemezsiniz. Yapabileceğimiz herşeyi yaptık ne demek? O zaman Real Madrid ve Manchester United'ın durduğu hata. Bundan 50 sene önce kapatılmış olmalıydı Real Madrid. Yapabilecekleri herşeyi yapmışlardı. Düşünsenize Christiano Ronaldo'yu. ''Yapabileceğim herşeyi yaptım, artık maksimumdayım, bundan sonra profesyonel futbolu bırakıp, altyapıda çocukları eğiteceğim'' dediğini. Neyse konudan saptım biraz, toparlayayım hemen...

Akasvayu Girona'yı kaçımız hatırlar bilmem. Geçen sezon ULEB Cup'ta Galatasaray Cafe Crown ile aynı gruptalardı mesela. 2 sezon önce FIBA Cup'ı kazanan takım geçen sezon Galatasaray Cafe Crown ile birlikte grubundan çıkıp finale kadar gitmiş ancak finalde bir başka İspanyol Joventut Badalona'ya kaybetmişti.

Girona temsilcisi yaptığı açıklamada hepimizin bildiği klasik cümleyi kurarak kepenkleri indirdi. ''Yapabileceğimiz herşeyi yaptığımıza inanıyoruz''. Sanırsın ki NBA şampiyonu oldular! Peki bundan sonra ne olacak? İspanya Ligi'ne kim gelecek? Avrupa Kupalarına kim katılacak? Bunların cevaplarını yakın zamanda öğreniriz diye tahmin ediyorum.

Akasvayu'nun elinde birbirinden değerli oyuncular bulunuyor şu anda. Mesela İspanya Milli Takımı oyuncusu Marc Gasol. Pau olanın kardeşi. Ariel McDonald var mesela. Avrupa'ya gelmiş geçmiş en iyi Amerikalılardan kabul ediliyor. Predrag Drobnjak'ta ordaydı ama devre arasında doğru kararla Beşiktaş Colaturka'ya gelmiş demek ki. Bunların dışında; Ivan Radenovic, Branko Cvetkovic, Darrly Middletton gibi kalburüstü oyuncular da var. Avrupa bu oyuncuları bakalım nasıl paylaşacak?

2 yorum:

Unknown dedi ki...

Sevgili kardeşim olaya çok yanlış bir bakış açın var. Tofaşı ve Ülker'i Real Madrid ve Manchester gibi asırlık spor klüpleriyle nasıl aynı kefeye koyarsın? Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzon, Real Madrid, Manchester ve daha nice köklü SPOR klüpleri dünya döndüğü, insanoğlu varolduğu sürece varlıklarını sürdüreceklerdir. Müessese takımlarının olayı ise çok farklıdır. Ülke sporuna hizmet ikinci plandadır onlar için. Birinci öncelik markalarının reklamıdır ve yaptıkları tüm harcamalar, bünyelerinin reklam kampanyası için ayırmış oldukları bütçeler içinden yapılır. 1-2 şampiyonluk kazanıp, 3-4 tane dünya yıldızını takımında oynatmakla amaçlarına ulaşmış olurlar. Bi süre sonra bu anlamda misyonlarını tamamlarlar ve bu pahalı reklam kampanyasını bitirirler ya da daha düşük bir bütçetle isimlerini dev spor klüplerine verirler. Ülkerspor yönetimi Fenerbahçe ile birleşerek bu amaç uğrunda çok akıllı bir iş yapmış olduklarını bizzat açıklamıştır. Tofaş, Ülker , Eczacıbaşı , Efes gibi müssesese takımları bugün vardır yarın bi bakarsın buhar olmuş. Bunların naciz varlıkları bir gün toprak olacaktır ama asırlık gerçek spor klüpleri, kendilerini destekleyen milyonlarca kitlesiyle, gücüyle, çoşku ve heyecanıyla ilelebet payidar kalacaktır :)

Faruk dedi ki...

Sevgili Demirel;

Yazdıklarınız yüzde yüz doğru, benim bakış açımın yanlışlığı da çok net biçimde ortada. Ben sadece bir yerlere gelmeyi başarmış müessese kulüplerinin artık ülkelerine malolduklarını ve kendileri istese dahi şubelerini böyle bir çırpıda kapatmalarının vahim olduğunu belirtmeye çalıştım. Uyarınız için teşekkür ederim. O kadar çok benimsemişimki onları, postu yazarken bahsettiğim kulüplerin müessese kulüpleri oldukları aklımın ucundan dahi geçmedi.