5 Ağustos 2008 Salı

Yol Yakınken...

Fenerbahçe Schalke 04'ü kendi sahasında ağırlamıştı. Rafinha, Kuranyi, Poulsen, Kobiashvili gibi yıldızların arasında çok parlak bir yıldız vardı. O yıldızın ismi Lincoln'dü. İlk yirmi dakikadan sonra sadece O'nu izlemeye başlamıştım tüm samimiyetimle söylüyorum. Futbol sahalarındaki ''maestro'' teriminin tam karşılığıydı. Olanca hızıyla topu sürerken sağ tarafa bakıp, sola mükemmel paslar çıkarıyordu. Beraber maçı izlediğim arkadaşları ittire kaktıra bu adamın şovunu izliyordum resmen. Çalım yerken pek görmediğim Marco Aurelio'yu bile defalarca ''belini kırarak'' geçip beni kendine hayran bırakmıştı. Attığı iki gol tamamen zeka ürünüydü. Artık O'nun sayesinde sıkı bir Bundesliga takipçisi olmuşken, Galatasaray'a transfer haberleri çıktı. İlk tepkim ''imkansız'' demek oldu. Benim için O sezon sonunda Barcelona, Manchester United ya da Real Madrid'e gidecekti. Bilemedin Chelsea... Benim gözümde imkansız olan gerçek oldu ve Lincoln İstanbul'a geldi. İlk çıktığı maçlarda resmen şov yaptı. Jeneriklik goller attı. Herşey mükemmel gidiyordu...

Bir Beşiktaş maçı öncesi kamp kurallarına uymadığı gerekçesiyle Kalli tarafından kadro dışı bırakıldı Hakan Şükür ile beraber. Ne olduysa bundan sonra oldu. Maçı tribünden izlerken ''kireç'' gibi suratını gördüm. Hakan Şükür'ün ''Lincoln benim sayemde takımda kaldı'' açıklaması geldi. Sakatlık dolu futbolsuz günler, medyanın eleştirileri derken bir futbol sezonunu takımın en pahalı oyuncusu olarak bir iki güzel golle kapatabildi. Herkes bu sezon Lincoln'den patlama beklerken o bombayı patlattı ve kampa 1 hafta geç katıldı. Bir iki idmandan sonra yeniden sakatlandı. Medya yine O'nu yazıyordu. Oynamadan bile gündemin ilk sıralarını işgal eden Lincoln ''bu kadar eleştiriye rağmen yönetim bana sahip çıkmıyor'' dedi. Şaşıramadım bile. Nasıl bir sahip çıkma beklediğini anlayamadım. 7 gün geç katıldığı kamp için 104 bin euro ceza aldı. Kazandığı para baz alınırsa devede kulak. Merak ediyorum Avrupa'da bu hareketi yapsa alacağı ceza ne olurdu? Geldiği günden beri taraftarın sevgilisi oldu hem de oynamadığı halde. En çok O'nun çalışması gerekirken, en az çalışan, kaytaran O oldu ve sahip çıkılmayı bekliyor.

Bence yol yakın henüz. Aşı tutmadı mı dersiniz, kan uyuşmazlığı mı, her neyse bunun adı olmadı işte... Galatasaray ve Lincoln birbirlerine alışamadı. Bir an önce elden çıkarmakta fayda var. Atsan atılmaz satsan satılmaz diye bişey yok, Wolfsburg talip diyorlar, satılsın Wolfsburg'a şovunu orada yapsın Brezilyalı. Buradaki şovları saha içinde yap(a)madı maalesef...

Hiç yorum yok: