16 Aralık 2008 Salı

Başkan Konuştu.

Sadri Şener İbrahim Hacıosmanoğlu ile yarışırken resmen dua etmiştim başkanlığa seçilsin diye, şayet Hacıosmanoğlu kulüp başkanı olsaydı çok eminim ki Trabzonspor şu an Süper Lig kulüplerinin içerisinde ''en sevimsiz görüneni'' olacaktı. Neyseki başkan Sadri Şener oldu da Trabzonspor Atay Aktuğ'un hemen ardından kendisine yakışır bir idarecinin ellerine teslim edildi.

Sadri Şener Nuri Albayrak'tan devr aldığı ''enkazı'' yeniden ''adam etmek'' için varını yoğunu ortaya koydu hiç kuşkusuz, Faruk Özak'ın da desteğiyle onlarca futbolcu transfer edildi ve takım ciddi bir revizyona uğradı. Hoca tercihini de Ersun Yanal'la devam kararından yana kullandılar ki bence en büyük transfer hiç kuşkusuz bu oldu.

Hemen hemen üstüste sayılabilecek Sivasspor, Kayserispor ve Bursaspor maçlarında yaşanılan ciddi hakem hataları yüzünden dün bir basın toplantısı düzenledi Başkan. Dün yazmıştım eğer hakemlere sert çıkarsa hata eder diye, böyle birşey yapmadı. Sadece, hataların tam Trabzonspor puan farkını açmak üzereyken üstüste gelmesinin düşündürücü olduğunu, ellerinden gelen tek şeyin ise Mahmut Özgener'e gidip MHK'yi değiştirmesi gerektiğini söylemek olduğunu şayet bu olmazsa da önümüzdeki seçim çalışmaları için ellerinden geleni yapacaklarını (Mahmut Özgener'in aleyhinde) söyledi. Sonuna da ''Zaten elimizden başka ne gelir''cümlesini ekledi. Başkana sonuna kadar katılıyorum. Geçen sezon Beşiktaş'ın olası şampiyonluğu çok ciddi hatalar sonucu engellenmişti. Sivasspor maçında kaybedilen 2 puan ve Bursaspor maçında yitirilen 1 puan maalesef tamamen hakem hataları sonucunda meydana geldi. Umut'un çizgiyi geçmeyen topu ile tam ''hakem yardımıyla bir maç kazanıyoruz'' derken bu kez de bir penaltı uydurulmuş ve ''denge'' sağlanmıştı. Özellikle bu sezon o kadar değerli ki bu puanlar Trabzonspor için kelimelere sığmaz. Hakem hatasıyla kaybedilenlerin acısı ise hiç kuşkusuz bir başka oluyor. Ne kadar transfer yaparsanız yapın, takımın belli bir gücü var ve Yattara ile Colman'ı kenara ayırdığımızda bireysel çabasıyla skoru değiştirebilecek oyuncu yok Trabzonspor'da. Bu sebeple de normalden daha fazla efor gerekiyor ve her maç adeta bir sinir harbi şeklinde geçiyor. Trabzonspor, Galatasaray maçı hariç geriye düştüğü her karşılaşmada rakibini yakalamasını bildi. Bazen berabere kaldı ama çoğunlukla geriden gelip kazanan taraf oldu. Takımın inatçı ruhu son derece olumlu ancak ifade ettiğim gibi topu ayağına alıp 3 kişiyi ekarte edecek çalımlar ya da forveti golle burun buruna bırakacak paslar atabilen etkili bir oyuncunuz olmayınca gol bulmak için çok fazla çaba sarfetmeniz gerekiyor. Savunmanın göbeğinden de sağ ve sol beklerden de son derece memnun olmalı Trabzonsporlu taraftarlar. Eldeki imkanlar doğrultusunda hem eder/performans hem de istikrar konusunda son derece olumlu adımlar atılmış vaziyette. Bugün ligin zirvesindeki takımlara baktığımızda ne Fenerbahçe'nin ne de Beşiktaş'ın ilk onbirlerini bir çırpıda sayabiliyoruz. Sivasspor ve Trabzonspor ise belli bir kadro istikrarını koruyup skor almaya çalışıyor ve bunda da çoğu zaman başarılı oluyorlar. Şu an bana göre ligin en iyi futbolunu oynayan takımı Galatasaray'ın bile sahaya çıkan sabit bir onbiri yok ama onları ayırıyorum zira sakatlık sorununu sezon başından beri fazlasıyla yaşıyorlar.

Konuyu çok dağıttım, toparlamak gerekirse, Sadri Şener'i başkanlığa seçildiğinden beri tutuyorum, yaptığı çalışmalar ve oluşturduğu kadro göz kamaştırıcı ancak Ersun Yanal'ın arkasında durmaması en büyük handikapı. Faruk Özak'ın da telkinleriyle takımın başına Şenol Güneş'i getirmek gibi bir hayalleri var ve Faruk Özak bunu her platformda ifade etmekten kendini sakınmıyor. Hakem hatalarına yaklaşımını ise bir kulüp başkanı gözünden bakınca doğru buluyorum ve taraftarı gerecek sert açıklamalar yapmadığı için kendisine teşekkür etmek istiyorum. Biz ''Seçimde Haluk Ulusoy'a destek verdik 3 puanımızı silemezler'' diyen başkanlarda gördük bu kulübün başında ''Otelul Galati yükselişte olan Romen futbolunun önemli temsilcilerinden birisiydi, elenmemiz yadırganmamalı'' diyen teknik direktörlerde. Şimdiki tabloya bakınca şampiyonluk için umutlanmamak mümkün değil... Hem de herşeye rağmen!

Hiç yorum yok: