23 Aralık 2008 Salı

İlk Yarıda Trabzonspor...

Geçen sezonun ilk yarısının sonunda bir enkaz devralmıştı Trabzonspor'un yeni başkanı Sadri Şener ve yeni teknik direktörü Ersun Yanal. Sezonun ikinci yarısını ben de dahil olmak üzere tüm Trabzonspor taraftarları büyük bir hüzünle izlemiş ve ''Ne olacak bu Trabzonspor'un hali'' sorusunu birbirimize sormaya başlamıştık.

Sezon başında Trabzonspor büyük bir atılım yaparak yirminin üzerinde futbolcuyu bordo mavili takıma kazandırarak, neredeyse ''sıfırdan'' bir kadro kurdu. Rigobert Song, Gökhan Ünal, Giray Kaçar, Selçuk İnan, Egemen Korkmaz, Isaac Promise, Tony Slyvia, Gustavo Colman, Hrboje Cale gibi nokta transferler yaparak, uyum sürecinin işlemesini beklemeye koyuldu. Sezonun ilk maçından itibaren Trabzonspor'un en büyük özelliği oynadığı maçların hiçbir döneminde karşılaşmadan kopmaması ve sahaya inatçı bir karakter koyması oldu. Rigobert Song'un ve Egemen Korkmaz'ın savunmadaki uyumlarının yanında sağ kanatta oynayan Serkan Balcı'nın bu sezon yaptığı müthiş form sıçramasıyla birlikte, yeni transfer Hırvat Cale'de ilk yarı boyunca uyum sürecini aşıp yerini dolduran bir performans ortaya koydular. Ön libero mevkiinde ise takım kaptanı Hüseyin Cimşir bu sezon futbol hayatının ''ikinci baharını'' yaşarken, yeni transfer Selçuk İnan ise maalesef beklentileri karşılayan bir performans ortaya koyamadı. Ligin ilk iki haftasında iyi oyunlar ortaya koyup güzel gollere de imza atan genç futbolcu geride kalan maçlarda bu istikrarı koruyamadı ve beklenilen performansın altında kaldı. Arjantinli oyuncu Gustavo Colman ise ilk haftalarda yaşadığı uyum sorununu üzerinden atarak, takıma faydalı bir oyuncu oldu ve kritik zamalarda sorumluluk alarak üzerine düşeni şimdilik yerine getirmiş oldu. Sezon ortasında yaşanan transfer krizinin ''baş aktörü'' İbrahima Yattara ise inişli çıkışlı bir performans gösterse de Trabzonspor'un sağ kanadında ''alternatifsiz'' olduğu bir gerçek. Takımın en pahalı transferi olan Gökhan Ünal ise istatistiksel olarak 7 gol 6 asistle son derece olumlu rakamlar yakalasa da sahada oynadığı oyun benim için tam bir hayal kırıklığı oldu. Umarım kendisininde ifade ettiği gibi ''büyük takımda oynamanın zorluğunu'' bir an önce kavrar ve mücadele gücünü üst düzeye yükseltir. Diğer forvet Umut Bulut ise geldiği sezondan beridir hep bilindik performansını sahaya koyup, bu sezon biraz daha yükselttiği pres ve mücadele gücü ile takıma istatistik olarak Gökhan Ünal kadar faydalı olamasa da mücadele anlamında ''fersah fersah'' önüne geçti. Tabi birde yedek bekleyenler var. Genç kaleci Onur Recep Kıvrak geçen sezonun sonlarında bulduğu şanslarla yeteneğini ortaya koymuştu. Tolga Zengin'in yetersiz performansının yanında Tony Slyvia'nın bitmek bilmeyen bonservis sorununa rağmen kaleye geçme şansı bulamasa da hiç kuşkusuz taraftarın gelecek için güvendiği isimlerin başında geliyor. Deplasmanda Konyaspor'un 3-2 mağlup edildiği maçın kahramanı Isaac Promise ise bana göre Ersun Yanal tarafından yeterli şans verilmeyen bir oyuncu. Yattara'nın olmadığı dönemde sağ çizgide oynayan ve başarılı bir performans ortaya koyan genç oyuncunun aldığı süre arttıkça performansında da ciddi artış görüleceğine eminim. Barış Memiş ise nedenini bilmediğim bir şekilde bir ara Ersun Hoca'nın hışmına uğrasada son maçlarda aldığı süreleri iyi değerlendirerek kendisinden ümidi kesmememizi sağladı. Barış Memiş sezon başında daha önce Gökdeniz Karadeniz'in giydiği 61 numaralı formayı alarak belli bir misyon üstlendi bana göre. Bu numaranın Hüseyin Cimşir ve İbrahima Yattara'nın sezon başında talip olmasına rağmen Barış'a verilmesi O'na duyulan güvenin zaten bir göstergesi. Giray Kaçar ise Egemen'in cezalı olduğu dönemlerde forma şansı buldu görev yaptığı mevkide hiç sırıtmadı. Yine kenarda oturup görev almayı bekleyecek kendisi.

Ligin ilk yarısını Sivasspor ile aynı puanda bitiren Trabzonspor'un en büyük dezavantajı hiç kuşkusuz sert rakiplerle oynadığı maçlarda istenilen performansı sahaya koyamaması oldu. Galatasaray'a 3-0 mağlup olup, Sivasspor ile 0-0 berabere kalan Trabzonspor, Kayserispor ile 1-1 Beşiktaş ile de 0-0 berabere kaldı. Ligin tepesindeki takımlardan yalnızca Ankaraspor'u 2-0 yenen bordo mavililerin Fenerbahçe ile oynanmamış bir de maçı bulunuyor. Bu tablo sert maçlarda Trabzonspor'un biraz daha fazla dişini göstermesi gerektiğini açıkça ortaya koyuyor. Ligin ikinci yarısında, Sivasspor, Beşiktaş, Fenerbahçe, Ankaraspor, ve Gaziantespor gibi zor deplasmanlara gidecek bordo mavililerin kaderini de sanki bu maçlar ortaya koyacakmış gibi gözüküyor...

Hiç yorum yok: