
Beşiktaş ne yapmalıdır sorusunu soracak olursa cevapları benim açımdan son derece radikal oluyor. Birincisi yönetim kurulunun tepeden tırnağa değişmesi, ikincisi, ahı gitmiş vahı kalmış Mustafa Denizli ile yola devam edilmemesi, üçüncüsü ise acilen ''klas'' bir oyun kurucunun takıma kazandırılması. En azından bu sezon şampiyonluk iddiasının devam ettirilebilmesi adına bu değişikliklerin yapılması şart yoksa ligin ikinci yarısı Beşiktaş için daha büyük bir ''kaosa'' dönüşebilecekmiş gibi duruyor.
Beşiktaşlı oyuncuların üstünde bir de inanılmaz bir taraftar baskısı bulunuyor, desteği maksimum düzeyde olsa da taraftarın kötü sonuçlardan sonraki ''şiddetli'' tepkileri takımdaki oyuncuların üstünde ''kalıcı hasarlar'' bırakıyor. Bu açıdan baktığımda da Beşiktaş'ın bahsedilen fikstür avantajının öyle sanılan kadar iyimser bir tabloyu karşımıza çıkarmadığını düşünüyorum. Galatasaray maçından sonra hem şeref tribününde MHK üyelerine hem de saha içinde hakemlere saldırılması Beşiktaş için alışık olmadığımız bir durum değil aslında. Takım ne zaman kötü sonuçlar almaya başlasa her seferinde hedef tahtasına ya federasyon ya da hakemler koyuluyor. Yıllardır süregelen bu durumda Beşiktaş'ı ''yalancı çoban'' durumuna düşürüp, haklı olduğu ve hakkını arayacağı platformlarda dahi haksız gibi gösteriyor. Bana göre Galatasaray'dan sonra ligin en güçlü forvet hattına sahip olan Beşiktaş'ın alması gereken radikal kararlar ve uygulamayı yapabilecek gerçek bir lidere ihtiyacını olduğunu düşünüyorum. Beşiktaş'ın yönetim kurulu tepeden tırnağa değişmediği sürece şu anki kulüp yapısına da baktığımızda, sezon sonunu en üstte görebilmek fazlaca iyimser bir yaklaşım olur bana göre...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder