22 Eylül 2008 Pazartesi

4. Hafta... 4 Büyükler'in Birlikte Kayıpsız Geçtiği İlk Hafta

Haftanın açılışını deplasmanda Denizlispor'u 1-0 yenen Trabzonspor yapmıştı. Cumartesi günü kendi sahasında Gençlerbirliği'ni ağırlayan Fenerbahçe ise Alex ve Güiza'nın etkili olduğu maçta rakibini Alex, Güiza ve Colin Kazım'ın golleriyle 3-0 yenerek üzerindeki karabulutları 1 haftalıkta olsa dağıtmayı başardı.

İki takımın karşılıklı birbirini tartarak başladığı maçta, Fenerbahçe ara ara geliştirdiği ataklarla etkili olsa da ''Gemisini kurtaran'' Kaptan Alex de Souza'nın kişisel becerisiyle attığı klas gole kadar sönük bir oyun sergiledi. Alex de Souza ise sezon başından beri yakaladığı etkili performansını bu maçta da sürdürüp, oyunun kitlendiği anda bulduğu golle takımını rahatlattı. Ayrıca Alex'in bu golü hem Gençlerbirliği'ne karşı çıktığı dokuzuncu maçta yedinci golü oldu, hem de Turkcell Super Lig'deki 98. golüne imza atmış oldu. Bir başka etkili performans sahibi ise Daniel Güiza oldu. Oyunda kaldığı 80 dakika boyunca hiç bir topu ayırt etmeden hepsine koştu, rakip ceza alanının önünde pres yaptı, arkadaşlarına boşluklar yarattı. Bir dönemki Hakan Şükür performanslarından birini ortaya koydu bana göre İspanyol oyuncu. Ahmed El Saka'nın ikinci sarı karttan kırmızı kart görmesiyle 10 kişi kalan Gençlerbirliği'nin direncide ikinci yarının hemen başında kırılmış oldu. El Saka için yapılan eleştirilere katılmam mümkün değil. İkinci sarı kartı almak zorunda kaldı zira Alex de Souza kaleci ile karşı karşıya kalmak üzereydi. İki haftadır Şükrü Saraçoğlu'na gelen deplasman takımları maçı 11 kişi tamamlamayı başaramıyor. ''Abalı'' Volkan Demirel'in yerine kaleyi koruyan Volkan Babacan ise kendisine fazla top gelmemesine rağmen kalesinde güven veren bir oyun ortaya koydu. Skor güzel olsada Fenerbahçe'nin futbolunda herhangi bir olumlu ilerleme göze çarpmadı.

Dün akşam günün ilk maçında Kocaeli deplasmanına çıkan Galatasaray Bank Asya Birinci Lig'in tescilli golcüsü Taner Gülleri'nin ayağından yediği golle mağlup duruma düşsede yabancı yıldızlarının golleriyle rakibini 4-1 gibi farklı bir skorla mağlup etmeyi başardı. Galatasaraylıların dün akşamki esprisi ise ''Bize artık Galatasaray değil El Galacticos diyebilirsiniz'' oldu. Dün akşam iki gol atan Baros'un yanında Nonda ve Kewell'ın fileleri havalandırması, ayrıca Lincoln'ün etkili oyunu Galatasaraylıları bir hayli keyiflendirmiş olmalı. Maçın hakemi Selçuk Dereli'nin artık alıştığımız ''fahiş'' hatalarından birini yapıp Baros'un attığı ilk golden önce Nonda'nın kaleci Serdar Kulbilge'ye yaptığı faulu yardımcı hakemine de uyarak, ''görmezden gelmesi'' skora gölge düşüren etken oldu. Maçın gidişatı ve Kocaelispor'un saçmalıklarla dolu savunma anlayışı zaten Galatasaray'ın kazanacağı bir maç havasını ilk dakikalardan itibaren vermiş olsa da Selçuk Dereli'nin genellikle Fenerbahçe'nin aleyhine, aynı zamanda Galatasaray'ın lehine olan bu ''fahiş'' hatalarının da güzelce bir sorgulanması gerekiyor. Selçuk Dereli için ''aynı pozisyon Galatasaray 3-1 öndeyken yaşansa yine oyunu devam ettirir miydi?'' sorusunu kendime sorduğumda kesinlikle eyyamını yapıp faulu çalardı şeklinde bir cevap çıkıyor benden. Bu tip bariz hakem hataları artık ne olur ama ne olur yaşanmasın ligimizde, bu tip hem geçmişi sabıkalı hem de kasıtlı hata yapan hakemleri afaroz edelim, ligimizin tadını tuzunu kaçırmayalım.

Ligin 4. haftasının son maçını Beşiktaş kendi sahasında Gaziantepspor'u 3-0 yenerek oynadı. Ertuğrul Sağlam'ın ''rotasyon''a gittiği maçta Delgado, Holosko gibi as oyuncular kenarda otururken, İbrahim Üzülmez sol bekte, İbrahim Toraman ise sağ bekte kendine yer buldu. Bence de bu iki oyuncunun sahanın iki farklı köşesinde yer alması doğru karar zira saha ortasında yeni bir kavga patlak verebilir. Beşiktaş aynı Fenerbahçe gibi ikinci yarının başında 1-0 öndeyken rakip takım 10 kişi kalınca daha rahat bir oyun sergilemeye başladı. Pacheco'nun gördüğü iki sarı kartta tamamen ''işgüzarlık'' kokan kartlardı ve ağır bir ceza almayı haketti bana göre kulübünden. Bunların yanında Beşiktaş bu hafta büyükler içerisinde en eli ayağı düzgün futbolu oynayan takımı oldu. Erken bulduğu golle rahatlayan siyah-beyazlılar Çarşı'nın da desteğiyle domine ettiği oyunda birkaç önemli pozisyon vermesine rağmen savunmasından forvetteki adamına kadar kollektif futboldan da örnekler sundu. Beşiktaş benim beklentimin aksine iyi oturmuş savunması, koşan ve pres yapan orta sahası ile boş alanlara koşan istekli forvet hattıyla şampiyonluğun en büyük adaylarından biri olduğunu bir kez daha kanıtlamış oldu.

Kayserispor ve Gaziantepspor'da ligimizde mağlubiyetle tanışan takımlar olurken, Kocaelispor Teknik Direktör'ü Engin İpekoğlu'da Turkcell Super Lig'de Kocaelispor'un başında bana göre bu sezon son maçını oynadı. Umarım yanılırım ve Engin İpekoğlu görevinin başında kalır. Zira daha 4 hafta oynanmışken teknik direktör değişikliğine gitmek fazlasıyla insafsızca gözüküyor.

4 yorum:

Melih Kazdağ dedi ki...

Uzun zamandır bu kadar ayağa kısa pasla oynayan ve pas yüzdesi bu kadar yüksek bir takım görmemiştim.Son paslarda kötü olmasalar bir de asıl forvetleri oynasa Beşiktaş-G.Antep maçının sonucu böyle olmazdı.Dünkü oyunda Beşiktaş yarı sahasından beşiktaş defans hattına kadar olan bölümde G.Antep neredeyse cirit attı.Beşiktaş Tandemi kaliteli ve formda oyunculardan kuruluydu ve son paslarda müdahale edebildiler.Tabii birde Beto'nun olmaması bunu etkiledi.G.Antep i çok beğendim.Diğer anadolu takımlarından çok farklılar.Bunlara rağmen Ertuğrul Hocanın cesaretine hayran kaldım.2.yarıda Bobo-Holosko-Nobre-Delgado-Batuhan-Serdar Özkan hepsi birden sahadaydı.Sanırım bir daha hiçbir maçta bu 6 adam yanyana oynayamaz.Ertuğrul Defans hattına o kadar güveniyorki Kharkiv maçından sonra bu maçada tek önlibero ve çift forvetle çıktı.Bu formatta beşiktaş daha fazla pozisyona girip daha fazla gol atabilir ancak oyuna tam anlamıyla hakim olamadığı da bir gerçek.

Saygılar..

Adsız dedi ki...

bu sezonun tartışmasız favorisi galatasaray'dır.rakip olarak beşiktaş ve trabzonu görüyorum. bi kere hucüm hattımız çok kuvvetli. ne kadar gol yersek ondan fazla atacamıza inanıyorum. admin nonda'nın faulunu eleştirmişsin ama doğruyu söyle hakem o faulu verse galatasaray maçı kazanmıcakmıydı. bence hakemleri eleştirmeden önümüze bakalım şampiyon olcak takım hakemler dahil herkesi ezer geçer. saygılar.

Adsız dedi ki...

Dangerous arkadasım bu senenin tek favorisi trabzondur neden dıceksın sız her macta gol yıyorsunuz ustelık bıde bellızonadan 3 yedınız bız 4 macta 1 gol yedık ne kadar atıyorsanız o kadarda yıyorsunuz..Bi takımın savunması kotuyse o takımdan hayır gelmez bizim herşeyimiz süperrr hucum olsun savunma olsun..GELİYORUZ BEKLE 7 HAFTADA ORDAYIZ SENIDE BEKLERIZ.....

Adsız dedi ki...

bu seneye en sessiz başlayan takım beşiktaş oldu.fenerbahçe her zaman olduğu gibi bu senede guiza gibi bomba bi transfer ve kombine satışlarında 30 binler galatasarayın kadrosuna kattığı yıldızlar trabzonsporun her yönüyle dirilişe geçtiği bir yılda beşiktaş çok sessiz kalmıştı.ben 27 yaşındayım ve hayatımdaki en sessiz sezon öncesi beşiktaşı gördüm bu yıl.sivok zapotocny ve seric gibi sürekli tartışılan ve kimsenin tanımadığı yabancılar sıradan görev adamı yerlilerle beşiktaş sezona sessizce merhaba dedi ama maçları başlangıcı kadar sessiz olmadı.beşiktaş bu sene taraftarlarına çok umut veriyor ama bence en büyük dezavantajları ertuğrul sağlam sinan engin ve skandal yönetim...