7 Eylül 2008 Pazar

Korktuğumuz Gibi Değilmiş!


Ermenistan karşısına ülkece biraz endişeli çıktık. Maçın siyasi boyutundan öte, futbol açısından da Ermenistan'ın kendi sahasında Polonya ve Portekiz gibi ekiplere karşı aldığı skorlara dikkat etmiştik. Belki de bunun etkisiyle maça biraz rölantide başladı Milli Takım ancak maçın başlarında Semih ile bir pozisyona girmeyi de ihmal etmedik. Ermenistan maçtaki ilk ve son tehlikeli atağını beşinci dakikada yakalayıp Volkan'a takıldı. Devre boyunca Mevlüt'ün kaçırdığı iki pozisyon dışında kayda değer tek görüntü Abdullah Gül'ün maçı izlediği bölümdü.
İkinci devrede Mevlüt'ün kötü oyunu devam edince Fatih Terim sahaya Colin Kazım Richards'ı sürdü. Colin'de hocasını mahçup etmeyerek klas bir asistle Tuncay Şanlı'ya golü attırdı. Tuncay Şanlı'ya hayran olmamak mümkün değil ama O'nu bu postta değil, belki birkaç hafta sonra ayrı bir postta değerlendireceğim. Golden yaklaşık 12 dakika sonra Marco Aurelio'nun gerçekten akıl dolu ''kafa aşırmasıyla'' Semih Şentürk kendisinde bulunan 101 gol atma fonksiyonundan bu kez ''fırsatçılığı'' kullanarak farkı ikiye çıkardı. Bu golden sonra da maç koptu. Ayhan Akman'ın bencilce harcadığı pozisyon haricinde ''al gülüm ver gülüm'' ile 90 dakikayı bitirdik. Milli Takım nasıldı? Bence iyi. En azından 88. dakikada 1-0 mağlup duruma düşüp 89 ve 90'da attığı iki golle maçı kazanmadı. İstediğini kontrollü oyunuyla aldı. Etkili futbol oynamasada uefa.com'un dediği gibi ''maçı parlamadan kazandı''.
Çarşamba günü Belçika maçımız var. Estonya'yı 3-2 yendiler dün güç bela. Görelim bakalım yetenekli yeni jenerasyon gençlerini, nasıl mücadele edecekler...

10 yorum:

Unknown dedi ki...

Euro 2008 in ve maçın en kötü adamı Tuncay'dı, kendisini bizden kurtardığı için önce yüce allaha, sonra da middlesbrough klübü yönetcileri ve menejeri Erdinç Şehit'e sonsuz şükranlarımı sunarım. Hırslı olmak, 90 dakika bütün topları rezalet kullanıp arada gol atmak başarı değildir, büyük takım futbolcusu olmaya yetmez. Bal yapmayan arı gibi, güzel bir çalım atıyor çok basit bir pası veremiyor, çok güzel yere kaçıyor ama topu iyi kullanamıyor, şut tercihleri hep çok kötü. Asla bir bütünlük yok oyununda, savruk ve futbol zekası oldukça düşük. Bizden gittiği için söylemiyorum bunları, dostlar bilirler, 4 yıllık hizmeti boyunca en çok sövdüğüm en çok sinirlendiğim topçudur kendisi. Şimdi boşalan mevkisinde Uğur Boral denen zat-ı beyinsiz görev yapmakta, Tuncayın 2 gömlek daha kalitesizi. O konuyu ayrıca inceleriz. Ama şuna kesin eminim ki, avrupa'da oynayacağı, yükseleceği en iyi klüp şu an oynadığı klüptür. Yaş 28 leri geçip memleket yolunu tutuncada sanırım tatangalara kavuşur, belki ve en iyi ihtimalle Kayseri veya Sivas ayarında bir takım ona kucak açar, Trabzon'da bile oynamaya yetmez kalitesi. Bunları yazıyorum çünkü o gün geldiğinde ben bunları demiştim dediğimde elimde yazılı belge olsun :)

Faruk dedi ki...

Tuncay Şanlı Fenerbahçe'de oynarken de şaşırırdım size. Ümit Özat'ın, Selçuk Şahin'in, ruhsuz Anelka'nın, Deniz Barış'ın yerine neden Tuncay Şanlı'yı eleştiriyordunuz sürekli. Manchester United'a hat-trick yaptığı için mi? Ya da Beşiktaş'a 90'da yenilen golden sonra 90+2'de gol atıp maçı çevirdiği için mi? Ya da İzmir'de oynanan maçta Trabzonspor'un erken bulduğu gole bireysel yeteneğiyle hemen cevap verip, hem olası bir paniği önleyip, hem de gemisini kurtaran kaptan olduğu için mi? Ya da Alex ilk çıktığı maçta attığı golden sonra Alex'in elinden tutup tribünlere götürüp seyirciye alkışlattığı için mi? Nedenini bilemiyorum! Tabi ki hataları var Tuncay'ın olmasa şu an Arsenal, Chelsea ya da ManU'da oynuyor olabilirdi. Savruk dediniz, yüzde yüz katılıyorum. Pas isabeti düşük dediniz ama Beşiktaş'a karşı oynanan ''şampiyonluk'' maçında Kezman'a attığı mükemmel şandel pasla şampiyonluğa büyük bir katkıda bulunduğunu lütfen unutmayın. Alex ne kadar güzel duran top kullanıyorsa Tuncay da o derece güzel kafa golleri atıyordu. Kaldı ki Fenerbahçe'nin son dönem yükselişinde Tuncay'ın payı Alex'ten, Van Hoojdonk'tan ya da ne bileyim Stefan Appiah'tan kesinlikle ve kesinlikle daha az değildir. Tuncay Şanlı hayallerinin peşinden koşarak Premier League'e gidip şansını orada denemek istemiştir ve bana göre önü son derece açıktır. Şu anki performansıyla da Premier League'de çok uzun yıllar tutunacağı alenen ortadadır.

Geriye dönüp objektif olarak bir inceleyin Tuncay Şanlı'yı Sayın Demirel. Fenerbahçe'nin kazandığı şampiyonluklarda ki çok büyük payını inkar etmeyin.

Sizin O'nun hakkındaki ''Trabzon'a bile yetmez kalitesi'' tespitiniz bence biraz nankörlüğe biraz da insafsızlığa tekabül eder.

Sevgi ve saygılarımla...

Unknown dedi ki...

Söylediklerimin adına nankörlük denmesin diye özellikle belirtmiştim bu eleştirileri Tuncay bizde oynarken yaptığımı ama siz gene nankörlük sıfatını yapıştırmaktan geri kalmadınız, bravo. İlüzyonlara gene tam gaz devam bakıyorum. Geçenlerde Man.U. yu 3-0 yendik dediğimizde o paf takımdı diyen sizdiniz, şimdi hat trick mi değerli oldu, vay anası.. Ben Tuncay top bile süremez, ayak içi pas verip kafa gol atamaz mı dedim de bana ezbere bildiğim gollerini asistlerini hatırlatıyorsun, tribünlere oynama admin! Bende kaçırdığı golleri, veremediği pasları, orta saha da saçma sapan kaptırdığı toplar yüzünden yediğimiz yüzlerce golümü yazmaya başlıyım tek tek. Ben onu bir bütün olarak değerlendiriyorum. Onu eleştirmem Selçuk'u, ruhsuz Anelka' yı göklere çıkarmak anlamına mı geliyor, bu nasıl bir saçmalama ya, bahsettiğin futbolcuları çok daha sert eleştirmişimdir. Ben takımımda işi bilen topçu görmek isterim, mevkisinin hakkını veren, takıma zarardan çok yararı olan, pozitif futbol oynayan, verimli ve futbol zekası üst seviyede olmalıdır. Bu Van Hooijdonk'tur, Aurelio'dur, Alex'tir, Ümit Özat'tır, Gökhan Gönül'dür, ama Uğur boral, Tuncay, Serhat Akın; Selçuk veya Deniz değildir. Tuncay'da ne yazık ki bu özelliklerin bir çoğu eksik. Kötü bir futbolcu değildir, vasat takımların yıldızı olmaya da çok müsaittir ama benim avrupa'da üst düzey başarı ve istikrar hedefleyen klübümde yeri yok. Büyük avrupa maçlarında ve milli takımda oynadığı futbol ayan beyan ortadadır. Cumartesi top oynamak yerine sahada ne yaptığı belli olmayan, spiker ve yorumcuyu bile nerde oynadığı belli olmadığı için şaşkına çeviren, 35, 40 m.den kaleyle uzaktan yakından ilgisi olmayan şutlar sallayan, o eski Tuncay'ı gördüm. Hocanın Mevlüt ve Tuncay ısrarı güçlü bir rakibe denk gelse sonuç kötü olabilirdi ama allahtan rakip zayıftı. Aynı zamanda Euro 2008 te takımda Tuncay olmasaydı maçları son dakikalara bırakmaz çok daha erken işi bitirirdik diye düşünüyorum. Hep takım 10 kişiydi sayesinde. Neyse konuyu dağıtmayayım. Bunlar benim kişisel görüşümdür. 5 yıldır bu adamın nerdeyse tüm maçlarını izliyorum, top ayağına ne zaman gelse ruhum sıkışmaya acı çekmeye başlarım, bakalım şimdi ne saçmalayacak, gene nasıl topu kaptıracak diye. Beni tanıyan ve benimle maç seyreden dostlarım bu durma binlerce kez şahit olmuşlardır. Bu adam Yunanlı değil, cimbomlu değil, öz ve öz fenerbahçeli olduğunu defalarca söyledi, özel hayatta tanımam, yani gıcık kapmam veya garez duymam için hiç bir sebep yok, 5 yıldır izleyip gördüklerimi anlatıyorum. Takım mağlup olduğunda isyan eden, arkadaşlarını canlandırmaya çalışan hırslı bir arkadaş amaaa FENERBAHÇE'de oynuyorsa şayet, futbolun temelini bilecek, tekniği ve futbol zekası çok kıvrak olacak, yoksa hırsla, bir baba hindi söyletmekle büyük futbolcu olunmuyor. Küçük gölde büyük balık olmak ona yakışıyor, büyük gölde maceraya bu arkadaşla çıkılmaz onu söyliyim. Sevgiler...

Adsız dedi ki...

by blogcum sen nefesini boşuna tüketme orası fenerbahçe pardon NANKÖRLERBAHÇE adam o kadar hizmet etti bütün güçüyle kanının son damlasına kadar fenerbahce için oynadı sonra kalkmışlar adama laf sölüyorlar.Bunlarda bu zihniyet olduğu sürece ALLAHIN sopası kafalarından eksik olmucaktır buna inan.....EN BÜYÜK TRABZONSPOR VARSA AKSİN İDDAA EDEN GELSİN....

Murat YILMAZ dedi ki...

ben konuya Tuncay'ın son maçtaki performansıyla ilgili birşeyler yazarak girmek istiyorum. Onun fenerbahçedeki kariyeri başarıyla sona ermiştir. Çok kötü oynadığı maçlar da olmuştur ama iyi oynadığı takımı ateşlediği maçlar da. Onunla ilgili taraftarın yaşadığı sorun aslında Tuncay'ın beklenen patlamayı yapamamasıdır. Aynı dönemde ümit takımlar seviyesinde karşı karşıya gelip sudan çıkmış balığa çevirdiği Jole Cole'un geldiği nokta ile Tuncay'ın noktası arasında dağlar var. Tuncay bir türlü beklenen gelişmeyi karşılayamadı. Neyse günahıyla sevabıyla kapandı o sayfalar. Gelelim maça; bence Tuncay çok kötü oynadığı maçlardan birini sergiledi. Ben Ctesi günü Tuncay'ın ne oynadığını anlayamadım, yanımdakilere sordum durdum. Sevap alamadım. Sayın admin siz anladıysanız ne olur siz söyleyin? Sağ açık deseniz, kesinlikle değil. Serbest orta saha deseniz, hiç değil. On numara deseniz o da değil. En az beş altı pozisyonda bir metre yanındaki Emre'ye ayakiçi pası yaparken gördük. Mevlütün deparlarını onun yapmasını bekledik ama bir deparını bile görmedik. Hücum presi derseniz hiç yoktu. Kazandığı birkaç topu hemen ayağına dolayıp rakibine kaptırdı. Gökhan desteksiz kaldı. Samimi söylüyorum ben işin içinden çıkamadım. Attığı gol gerçekten klas bir vuruş, tek vuruş yapması gerekiyordu, hemen yaptı. Ama oynadığı futbol takımımızın aynasıydı.

Faruk dedi ki...

Sayın Demirel'in son yazdığı yorumdan sonra Tuncay'a karşı bir çeşit antipati beslediğini ya da Tuncay'ı eleştirerek bir tür rating peşinde koştuğunu tahmin ediyorum, yoksa Tuncay kalibresindeki bir futbolcunun bu şekilde eleştirilmesi olacak iş değil ve ben yıllardır takip ettiğim basında bile bu tarz eleştirilere şahit olmadım. Ümit Özat'ın ''pozitif futbol oynayan, futbol zekası yüksek ve verimli'' futbolcular kategorisinde olduğu ''Hakan Abi listesi''ne Tuncay Şanlı giremiyorsa ben bunun altında art niyet ararım özür dileyerek.

Şahsıma yaptığı eleştirileri büyük bir olgunluk ve en ince detayına kadar okuyup hatalarımı düzeltmeye çalıştığım Sayın Demirel yorumlarındaki ''ince tespitleri'' hep takdir ederim ve ciddi söylüyorum ders almaya çalışırım. Gel gör ki Tuncay Şanlı hakkındaki yorumlarından ders çıkarılacak ya da öğrenilecek birşey bulamadığım gibi yorumların altında bir ''Alex esnekliği'' ya da ''Collina tarafsızlığı'' görmediğimi üzülerek belirtiyorum. Saygılarımla...

Faruk dedi ki...

Sayın Admin;

Tuncay'ın ne oynadığını çok samimi şekilde ifade edersem ben de anlamadım ancak ne yaptığını gördüm. Bir türlü oyunu rakip sahaya yıkamadığımız, futbol olarak üstünlük kuramadığımız 4. sınıf rakibimize adeta golü koklayarak geldiği altıpasta gayet klas bir vuruşla ağları havalandırarak maçı aldı gitti. Saha içinde iyi oynadı mı Tuncay? Kesinlikle hayır. Ama bana o gün kim iyiydi sahada diye sorarsam herhalde 3 futbolcu sayamazsınız. Bu tip kötü zamanlarda ortaya çıkıp asla pes etmeyen bir adam Tuncay, aynen Macaristan deplasmanında neredeyse altıpastan attığı müthiş aşırtma golü gibi ya da Danimarka deplasmanında Nihat'ın attığı beraberlik golünden hemen önce Ümit Özat'a topu ''canı pahasına'' savunarak getirişi gibi. Tuncay Fenerbahçe'de en sevdiğim hatta tek sevdiğim futbolcuydu sadece şu pes etmeyen ve kazanmaya endeksli yapısından dolayı, şimdi aynı futbolunu Boro'da da sürdürüyor.İngilizler ''cesuryürek'' diyor O'na. Geçen hafta attığı golün linkini vermiştim blogda, belki izlemişsindir golü, orta yapılacağı esnada o kadar güzel ayarlıyorki duracağı yeri, ne diyeyim ''futbol zekası yok'' diyenler utansın :)

Sadece bu maçla alakalı olarak değil, genel anlamda Tuncay Şanlı ile ilgili düşüncelerimi ifade edebilmişimdir umarım...

Unknown dedi ki...

Tuncay hakkındaki görüşlerim 5 yıldır değişmedi ve asla değişmeyecek, Fenerbahçe'ye Sakarya'dan geldiği gün neyse hala odur, üzerine bir gram tuğla ekleyememiştir. Ümit Özat büyük yükseliş kaydedip aklıyla zekasıyla takımın jokeri olmuş ve çok yararlı hizmetleri dokunmuştur. Sonsuza kadar saygıyla hatırlayacam onu. Sayın admin maskaralığı bir kenara bırakalım, benim Tuncay'ı sana göre haksız eleştirmem bana ne kazandıracak söylermisin? Adamı beğenmiyorum ya kardeşim allahh allahhhhh zorla mı beğenecem!!! Ben çok beğeniyorum dersin olur biter, yok rating peşinde koşuyormuşumda bilmem neymiş, admin sen işi iyice soytarılığa vurmuşsun he. Rating peşinde koşan biri varsa bizzat sen olmuşsun. Benim Tuncay'ı eleştirmemden senin ders çıkarman beklenmezki zaten, bu o futbolcuya kişisel bir eleştiridir o kadar. Ben ders vermiyorum, görüşlerimi yazıyorum ama illa benim fikirlerim doğrudur ve kabul edilmelidir dayatmasına girersen bu yazdığım son yorumdur bilesin. Saçma sapan yorumcuları kaale almayıp cevap yazmadığımı bilirsin, lütfen sen yapma bari...

Faruk dedi ki...

Sayın Demirel;

Sondan birinci cümlenizi kesinlikle bir tehdit ifadesi olarak algılamadım, bunu hemen belirteyim. Tabi ki cevap vereceğiniz ya da vermeyeceğiniz yorumlar bulunacaktır bu blogta. Keza postlarda bulunacaktır. Benim de oluyor bazen, ama hiç aklımdan ''eğer böyle yorum yazacaksanız kapatırım bu bloğu'' tarzı şeyler geçmedi. Fikirlerimizi ortaya koyuyoruz bu platformda. Yorum yazmazsanız tabi ki üzülürüm ama ne bileyim formatı ya da düşüncelerimi değiştiremem, herhangi bir düşüncemi dayatmak istemedim size ya da başka birine böyle hissettirdiysem affola...

Unknown dedi ki...

Sayın admin, sizin bloğunuz formatıyla ya da içeriğiyle ilgili en ufak bir şikayetim yok. Çok severek takip ettiğimi üzerine basa basa bir daha söylüyorum. Sorun sizin son zamanlarda yorumlarda takındığınız tavır. Kendi fikirlerinizle uyuşmayan düşüncelere alaylı bir yaklaşımla bakıp ukalalık ya da içinde akıl ve mantık barındırmayan düşünceler olarak görüp küçümsüyorsunuz. Sizi defalarca uyardım, böyle adminlik olmaz diye. Ben kimseye ders vermeye ya da bişey ispat etmeye çalışmıyorum. Burada düşüncelerimi yazmaya çalışıyorum ama sizden çok sert tepkiler alıyorum. Benim için Ersun Yanal Trabzonda staj yapmaktadır ve Tuncay futbol zekası son derece düşük, 20 yaşından beri üzerine hiç bir şey ekleyememiş ve bulunduğu noktadan asla bir adım daha öne atılım yapamayacak bir futbolcudur. Bunlar benim değişmez fikirlerimdir sayın admin. Zaman beni haklı çıkarır ya da çıkarmaz, görecez. Düşünceme katılma zorunluluğun yok ama admin olarak saygı duymak mecburiyetin var. Bu esnekliğe sahip olmak boynunun borcu. Bloğun açıldığı ilk gün söylediğim gibi, gözüm üzerinde admin ;)