11 Kasım 2008 Salı

Bir Garip Maç...

Yılı tam olarak hatırlamıyorum ancak bizim neslin yetişebildiği ''efsane'' kadrolardan birine sahipti Trabzonspor. Hami'li, Şota'lı, Ünal'lı, Abdullah'lı, Ogün'lü... Beşiktaş'ın başında Christoph Daum vardı. İlk sezonuydu siyah beyazlı ekibin başında. Trabzon deplasmanı da Trabzon deplasmanıydı o dönem, gelen takımın sağ salim çıkması (her anlamda) çok zordu. Derbi olarak anılan maçlar iki takımın karşılıklı açık futboluyla oynanır, gününde olan pozisyonları değerlendiren taraf maçı kazanırdı. Christoph Daum Trabzon deplasmanının zorluğunu keşfetmiş ve sahaya savunma ağırlıklı bir takım çıkarıp kendi sahasına çekilip rakibin üstüne saldırmasını bekeyen bir oyun kurgusuyla Trabzon'da sahaya çıkmıştı. Dakika elli küsürlerde topla oynama istatistiği ekrana ''Trabzonspor: %71 Beşiktaş: %29 olarak yansımıştı. İlk defa görüyordum bu oranı, ''Vay be'' demiştim ama bir gariplik vardı, Daum'un ''prensi'' Sertan Eser'in kontrataktan attığı golle Beşiktaş skorda 1-0 öndeydi. Maçın sonlarına doğru bir gol daha attı ''genç prens'', maçı Beşiktaş kazanırken, ertesi gün Christoph Daum ''Dahi'' lakabını almıştı...

Trabzonspor - Beşiktaş maçını izleyince o günler geldi aklıma, topa sahip olma, kaleye atılan şut, kullanılan korner gibi istatistiklerde Trabzonspor rakibine ''ezici'' bir üstünlük kursa da skorda yine bir gariplik vardı, maçın sonunda tabelada ''Trabzonspor: 1 Beşiktaş: 2'' yazıyordu. Trabzonspor'un şu anki kadrosu tabiki o dönemki kadronun birkaç gömlek altında ama geçen bunca yıla rağmen nostaljik bir maç seyrettim Avni Aker Stadyumu'nda. Aslında ''Tarafsanız'' en sinir bozucu maçlar bu tip maçlardır, tuttuğunuz takım ''canhıraş'' mücadele eder, kapasitesini ortaya koyar ancak radyo spikeri tabiriyle ''gol kaydına muvaffak olamaz'' bir de üstüne rakip gelir size göre ''saçma sapan'' bir pozisyonda golünü atar ve maçı alır gider. Bu akşam Trabzonspor taraftarları da böyle bir maç izledi işte. Oynanan oyundan herkes memnun, Fortis Kupası'nan elendiği için üzgün olsa da, hakedilmiş bir maçın kaybedilmesinden dolayı biraz mutsuzluk yaşasa da mağrur ve başı dik. Pozisyona girebildi mi Trabzonspor? Hayır öyle aman aman pozisyona giremedi, hatta attığı tek golü bile ''olmayan'' bir faul organizasyonundan buldu ama dediğim gibi taraftar maçtan sonra takımı tribüne çağırdı, alkışladı ve moral verdi. Sahada mücadeleyi, isteği, azmi gördü ve memnun oldu Trabzonlu futbolseverler. Trabzonspor'un potansiyelini, gücünü, yapabileceklerini az çok kestirebiliyor futboldan biraz anlayan Trabzonspor taraftarı, zira onlar için önemli olan Beşiktaş ile oynanan Fortis Kupası maçı değil, cuma günü oynanacak olan Gençlerbirliği maçı. Trabzonspor taraftarının hedefi ligde oynayacağı maçlar. O maçlar kazanılmalı, şampiyonluk olmasa bile ''heyecanı'' yaşanmalı.

Maçla ilgili eleştiriler kısmına geçelim:

1- Sevgili Ersun Yanal; Trabzonspor takımı çift forvet oynayamaz, yalnızca skorda gerideyken, yedekte bekleyen Umut Bulut ve Gökhan Ünal'dan biri ''koz'' olarak tek forvet oynayan Isaac Promise'nin yanında forvete sürülür ya da skor anlamında rahatlanılan maçlarda ''yorulan'' Isaac'in yerine az önce bahsettiğim oyuncular sahaya sürülebilir.

2- Sevgili Ersun Yanal; Serkan Balcı dönemsel olarak belki de futbol hayatının en verimli günlerini yaşıyor, şayet forvetten bir adam eksilttiğiniz zaman, savunmanın sağına Ferhat Çökmüş'ü yerleştirip, forvetten artan kontenjanla orta sahaya Serkan Balcı'yı yerleştirip, Colman'ı tamamen hücuma konsantre edip, adam kovalamayı bıraktırırsınız, bu sayede Colman'da ikinci bir forvet gibi olur, çok güzel paslar atar, Yattara ile iyi anlaşır, gollük şutlar çıkarır, kritik fauller alır. Serkan Balcı orta sahanıza dinanizm getirir, tamamen bir ''nefes'' görevi görür.

3- Sevgili Ersun Yanal; Dün akşamki maçta, Yattara'yı kenara alıp oyuna Isaac'i sürmeniz büyük bir hata zira kanatlardan top taşıyamadığınız sürece oyuna Isaac'i değil, misal bir Vieri'yi ya da Zamorano'yu dahi alsanız size ''Tsubasavari'' goller atamazlar çünkü bu oyuncuların gol atmaları için onlara top getirmesi gereken yetenekli oyunculara ihtiyacınız var.

4- Sevgili Ersun Yanal; Şu an Turkcell Super Lig'de yeni kurulmuş kadronuzla ilk on haftayı lider geçmenizi büyük bir saygı ve hayranlıkla takip ediyorum ancak iyi gündeyken uyarmam gerekir, İbrahima Yattara'nın sorununu çözün lütfen, Yattara, ''Yattara gibi'' oynasın, şayet çözülemeyecek bir sorunu varsa devre arasında derhal alternatifine bakın çünkü Isaac kesinlikle ama kesinlikle Yattara'nın alternatifi değil. Aslında Isaac Trabzonspor'un oyuncu kadrosu içinde alternatif değil ama ben size Isaac'in alternatiflerini söyleyebilirim: Gökhan Ünal, Umut Bulut ve Ergin Keleş. Herhalde izah edebilmişimdir.

5- Sevgili Ersun Yanal; Lütfen Ceyhun Gülselam'ı Hüseyin Cimşir'in yerine monte edin. Güzel şutlar atabilen, kademesi ve kesiciliği de gayet olumlu görünen bu genç ve ''temiz yüzlü'' oyuncuyu Türk Futbolu'na kazandırın ve emin olunki ne kadar kötü olursa olsun Hüseyin Cimşir kadar kötü olamaz, içinizi ferah tutun.

Beşiktaş bu galibiyetle ''ölüm grubundan'' çıkmayı hemen hemen garantilerken Trabzonspor'un mücadele edeceği kulvar sayısı tam da istedikleri gibi ''bire'' düştü. Şimdi hiç mazeret kalmadı. Bundan sonra tek kulvar ve tek amaç var, bu amacı gerçekleştirebilecek zeminde var, potansiyelde...

Not: Bu yazı bu haliyle www.muhabirturk.com sitesinde de yayınlanacaktır.

6 yorum:

Melih Kazdağ dedi ki...

Maçtan önceki yorumumda kalite olarak beşiktaş'ın istek arzu ve mecburiyet yönünden trabzonspor'un daha üstün olduğunu ve TS'nin maçta favori olduğunu söylemiştim.Maçı izlerken bir beşiktaşlı olarak gerçekten ''sinir'' oldum.Beşiktaş 4 lü defansla oynadı.Yalnız orta sahası Ekrem-Seriç-Uğur-Serdar özkan dan oluşan bir takım zaten ne hücum yapabilir ne de defans.Zaten yapamadı da.İkinci yarı Seric'in yerine S.Kurtuluş girince bir nebze hem defansif hem ofansif beşiktaş kendine geldi.O dakikalarda Trabzon takımı zaten çok yorulmuştu.İyice oyundan düştüler.İlk defa bir hoca benimle aynı şeyi düşünüp bir forvet oyuncusu oyuna soktu.Bunu yaparak Ts'nin sol beki Cale'nin hücuma çıkışını engelledi ve kendisi daha fazla hücuma çıkmaya başladı.Son dakikada da olsa golu atıp kazanmayı bildi.Trabzonspor'un en büyük sorunu forvet hattı diye düşünüyorum.G.Ünal ve özellikle Umut büyük takımda oynayabilecek yeteneklere sahip değiller bana göre.Sen tek forvet oynamaktan bahsetmişsin ama tek forvet oynayabilecek bir oyuncu yok TS'de.İsaac Bunu yapamaz.TS nin devre arasında bir M.Yıldız veya türevi bir oyuncu transfer etmesi şart.Bu arada Hüseyin konusunda da sana katılmıyorum.Dün gayet iyi oynadı bence.Beşiktaş'ı bu kadar baskı altına alan takımda başrol oyuncusuydu.Hani anlarım orta sahanız çok açık verir onun bölgesindeki rakip oyuncu süper oynar,cirit atar o bölgede eleştirirsin ama dün böyle olmadı.Top kaybı da yapmadı.Bazı takım taraftarları takımda bir oyuncuya takıp ne kadar faydalı da olsa onu başka türlü görürler.(Örnek Tuncay-Fenerbahçe)Sen de Hüseyin'i o şekilde görüyorsun sanırım.

Saygılar..

Unknown dedi ki...

Bugün, yani 12 Kasım 2008 Hacivat ve Karagöz Turutoğlu kardeşlerin eziklikte zirve yaptığı gün olarak tarihe geçtiği gün olmuştur. Yok yıllar evel 2 kontrayla yenilmişlerde, yok ibb istanbul takımıymış, 4 atmışlarda, vah vah vahhhhhh, ciğerim yandı bir kez daha. Ya kardeşim görmüyormusunuz, takımınız trişka ötesi bir takım. Skoru değiştirebilen oyuncunuz yok. Bi Yattara vardı, o da kaçakları oynuyor artık. İstanbul takımlarına yenilmenize sevinmiyorum sevgili omanim, tersine yenebilmenizi istiyorum bir takım dengelerin oluşması adına ama 3 maçta sadece bir 0-0 'la tek puan alabilmeniz (üstelik 2'si kendi sahanızda) tam bir fiyasko. Çok umutluydum sizden bu sene ama artık zerre kadar umudum yok. Haftalardır seyrediyorum maçlarınızı, eğer Tarbzon bu futbolla Türkiye süper ligi şampiyon olursa, öyle lige öyle futbola öyle takıma binlerce kez lanet olsun. Bu sene hakettiğiniz görüntü lig 4.lüğüdür!

Adsız dedi ki...

zaten benimde şampiyon yada ikinci olacağız diye bi iddiam yok ama sende trabzonun ne şartlarda kimlerle mücadele ettiğinin farkında değilsin sanırım.o kadar trişkada bu takım neden 10haftada senin o son model takımının 7 puan diğer istanbul takımlarından galatasarayın 6 puan beşiktaşın 2 puan önünde lider.oynadığı futbolla hakettiği görüntü lig 4.sü ise bana 1. 2. ve 3. sırayı hakeden takımlarıda sıralayabilirmisin üstün futbol bilginle.

Unknown dedi ki...

Lig 34 haftadır ve iyi olan, hakeden sonunda mutlaka kazanır. İlk 10 haftada lider olmanın zerre kadar değeri yok. Önemli olan 34 haftanın sonunda ligi nerede bitirdiğindir. Biz ne sivaslar ne kocaeliler ne manisalar gördük. İlk 10 haftayı lider bitirip küme düşmekten son hafta yırtanları gördük. Başlarında da Ersun Yanal diye biri vardı bilmem tanırmısın? Şu an kim şampiyon olur bilemem ama kim olacaksa lige ağırlığını koyup, güzel futbol oynayıp herkes tarafından takdir edilip olacaktır. Üç büyüklerden en az ikisi form tutup ligi domine edecek diye düşünüyorum. En zayıf halkada bence burda Fenerbahçe. Ama bu takımın tecrubelerim doğrultusunda trabzon olamayacağını ne yazık ki çok net bir biçimde görüyorum. Atışmanın faydası yok, lig sonunda zaman kimi haklı çıkaracak görecez... Futboldan zerre kadar anlıyorsam eğer şunu söylerim ki, TRABZON İLK 3'E GİREMEZ. Çünkü Trabzon şu görüntüsüyle zaten zirve yapmıştır, daha fazla form tutup, o rezil orta sahasıyla daha yaratıcı futbol oynaması artık mümkün değil. Bu haftadan itibaren keskin bir düşüş sizleri bekliyor. Allah yardımcınız olsun. Bana kızmayın, cevap yetiştirmeyede kalkmayın, bekleyin ve görün. İnşallah yanılırım diyecem ama çok zor...

Adsız dedi ki...

bu arada admininde muhabirtüke yazdığı yazıyı hiç beğenmedim.eğer bir tarafsız gibi yazılar yazıyosan yazın bu olmamalıdır.ordaki yazı sanki kimliği herkesçe bilinen trabzonsporlu spor yazarı da değil trabzonsporlu bi taratar tarafından yazılmış gibi.şık durmadı...

Faruk dedi ki...

gene payımızı aldık her zamanki gibi :)