14 Kasım 2008 Cuma

Sabri Sarıoğlu

Futbolcunun da netice itibariyle bir insan olduğunu, etten kemikten yapılmış olduğunu hepimiz biliyoruz, bazen farkında olmasakta yoğun stres altında olduklarını ve sahada yaptıkları bir takım hareketlerin sebeplerini araştırmadan acımasızca eleştirdiğimiz oluyor.

Bir takım futbolcular varki onların işi sahada sadece amiyane tabirle ''pislik'' yapmak. Son jenerasyonda bunu en iyi yapan isim ise hiç kuşkusuz Galatasaray'ın futbolcusu Sabri Sarıoğlu. Hepimiz hatırlarız Sabri'nin ilk ''piyasaya çıkışını''. Geleceğin yıldız adaylarındandı kendisi, Emre Belözoğlu ile bile kıyaslandı yetenekleri, ancak öyle ''kalibre'' bir futbolcu olmadığı 6 ay içinde belli oldu. Sabri Sarıoğlu orta bile yapmaktan aciz, futbol tabiriyle ''kazma'' bir futbolcuydu. Tek artı özelliği ise sürati ve sert şutlarıydı. Gerçi sert şutlarının isabet oranını düşünürsek kalecilerin korkulu rüyası olmaktan çok kale arkası tribünü müdavimlerinin korkulu rüyası oldu ''sert şutları''. Galatasaray takımında bir ara frikik bile kullanıyordu ve Facebook'ta bir grubu bile var Sabri'nin ''Eski açık siper al Sabri frikik kullanıyor'' adı altında. Sabri'nin yeteneklerinin yeterli seviyede olmadığı ortaya çıktıkça O önce taraftarın ''maymunu'' olmayı sonra da rakip futbolculara ''sarkıntılık'' yaparak tribünlere oynamayı seçti. Fenerbahçe Denizli'de kaybedip, Galatasaray Ali Sami Yen'de şampiyonluğunu ilan ettiğinde kutlamaların başrolündeydi. O dönemin meşhur ''Lay lay Fenerbahçe olamazsın şampiyon'' tezahüratını mikrofonlar aracılığıyla başlatıp tüm tribünlerin eşlik etmesini sağlamıştı. Partnerini duyunca hiç şaşırmayacaksınız. Hasan Şaş!!! Sahada yaptığı çirkinlikler doğal olarak ''çirkinliğin'' saha kenarındaki temsilcisi Fatih Terim'in de dikkatini çekti ve Sabri milli takımında değişilmez oyuncusu oldu. Zaten Fatih Terim'in ''prenslerine'' baktığınızda hep ''arıza'' tipler olduğunu hemen farkedersiniz. Bu adamlar Fatih Terim milli takımın başında olduğu sürece kadroya her daim girerler ve bizleri milli takımdan soğuturken kendileri ''ihya'' olurlar. Sabri Sarıoğlu'dan başka kolunda kaptanlık pazubandı olduğu halde fütursuzca tribünlere ''kol çeken'' Emre Belözoğlu, gol sevinçlerindeki ''tahrikkar'' hareketleriyle dikkat çeken Gökhan Zan vb. adamlar hep bu kadronun içinde varolurlar. Fatih Terim bana göre Sabri Sarıoğlu'nun bu ''çirkefliklerinin'' ana mimarıdır. Yanlış anlamayın konuyu yine dönüp dolaştırıp Fatih Terim'e getirmedim, sadece Sabri'nin saha içinde sergilediği ''ahlaka uymayan tutumlarında'' O'nun da büyük katkısı olduğunu düşünüyorum. Sabri bu hareketleri yaptıkça tribünlerde ne kadar eleştirilsede hep ayrı bir de sempatinin sahibi oldu. Saha içinde oluşan her tartışmada, olaya uzak ya da yakın farketmez Sabri hep içinde oldu. Lahm'ı ''aşağılayarak geçerkende'' çirkefti, dün de çirkefti maalesef. Galatasaray'ın Kayserispor'u 1-0 yendiği maçta, yine baş aktördü kendisi. Maçın son dakikalarında ve maçtan sonra ortalığı karıştıran, iki takım futbolcularını birbirine sokan adam oldu. Ragıp Başdağ Trabzonspor altyapısından yetişmiş bir oyuncudur. Yıllardır Kayserispor'da başarıyla mücadele eder, birçok maçını izledim daha bir kez bile ''çirkef'' hareketini görmedim. Dün akşam Sabri O'nu da çıldırtmayı başardı. Ettiği galiz küfürlerin yanında Ragıp'ın ifadesine göre; Aydın Yılmaz'ın Kayserisporlu bir oyuncuya yaptığı sert bir faulden sonra ''Bravo bravo, daha sert gir, daha sert, kır ayağını'' ifadelerini kullanmış. Hiç şaşırmadım o ahlaktaki bir oyuncunun bu sözleri sarfettiğine, dakika 90 olmuş ayağınıza kadar gelen bir maçı forvetinizin beceriksizliği yüzünden son dakikada yediğiniz ''ucuz'' bir golle kaybetmek üzeresiniz ve rakip takımın ''en pislik'' oyuncusu tarafından bu sözlerle tahrik ediliyorsunuz. Başta söylemiştim, futbolcuda bir insan, sinir sistemleri var, etten kemikten yapılmış. Sabri o sözleri söylemiş, Ragıp ya da x bir futbolcu Sabri'ye tepki göstermese biz bu olaydan belki haberdar bile olmayacağız. Lig Tv yorumcusu Levent Tüzemen'de maçtan sonra olaylar için: ''Ne olduğunu görmek lazım, şimdi buradan birşey söyleyemeyiz'' diyor. Ben de diyorum ki: ''Levent Tüzemen bırak bu ayakları, olayın içinde Sabri Sarıoğlu varsa en iyi sizler bilirsiniz pisliğin ondan çıkmış olduğunu. Bu şekilde savunduğunuz için yıllardır bu adam saha içinde her haltı yiyor.'' Lig Tv yöneticilerinin hala bu tip adamlara neden söz hakkı verdiğini de anlayamıyorum, tamam bir takım tutsunlar ama birazda objektif olabilsinler artık, Sabri'yi savunmak değil, ağır şekilde eleştirmek yola getirir, Lugano örneği çok taze.

Herkes ama herkes ayağını denk almalı. Hagi saha içinde inanılmaz agresifti ama ceza sahası içinde kendini yere atmazdı, maç kazandırırdı, rakipler O'na saygı gösterirdi, tribünler tapardı. Sabri Sarıoğlu'nun böyle bir özelliği de yok, maç kurtaramaz, rakiplerinden saygı yerine tepki alır, tutunacak bir dalı yok.

Son olarak acı bir gerçek ama; O'nun değerindeki futbolculardan Orhan Ak şu an Antalyaspor'da oynuyor, Cihan Haspolatlı ise Bursaspor'da. Efendi oldukları, tribünlere oynamadıkları, birilerinin adamı olmadıkları için. Sabri Sarıoğlu sadece tribün maymunluğu ve saha içindeki etiğe aykırı hareketlerine istinaden Galatasaray'da barınabiliyor. Ülke futbolu özellikle ve özellikle Galatasaray bu tarz futbolculara sonsuz prim tanıyor. Bu da bir ülke gerçeğidir. Agresif futbolcu nasıl olmalı diye düşünürsek, akla bir çırpıda gelen isim ise Gennaro Gattuso olur dünya futboluna baktığımızda...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

gerçekten çok güzel bi yazı olmuş.sende arada bir doğru işler çıkarıyon:))hangi takımda olursa olsun böyle terbiyesiz pislik adamların karşısındayım.