2 Kasım 2008 Pazar

Eskişehir'de Sahaya Atılan Havlu...

Son iki haftada aldığı galibiyetlerle birlikte üst sıralardaki takımların yaşadığı puan kayıplarının da yardımıyla zirveye ''biraz da olsa'' yaklaşan Fenerbahçe için dün akşamki maç çok önemliydi. Eskişehirspor son haftalarda yakaladığı yükselişi Galatasaray maçından sonra Fenerbahçe karşısında da sürdürmek niyetindeydi.

Fenerbahçe maçın başlamasıyla birlikte artık kanıksadığımız ''isteksiz'' futbolunu oynarken Eskişehirspor'da aradaki kalite farkını ''çok koşup, mücadele ederek'' gidermeye çalışıyordu. Fenerbahçe'nin elindeki en formda oyuncuları olan Semih ve Alex'in ''klas'' organizasyonunda Alex'in usta vuruşu Fenerbahçe'yi 1-0 öne geçirsede, Lugano'nun büyük hatasıyla eski Rizesporlu Anderson maça dengeyi getirdi. Beraberlikten sonra da çok tartışılan penaltı pozisyonu geldi. Penaltının penaltı olduğu gün gibi aşikar ancak verilen kırmızı kart çok ağır bir karardı bana göre. Ha şunu söyleyeyim hemen, şayet FIFA kurallarında ''oyuncu kaleci geçer ise ve kalecinin müdahelesi ile yerde kalırsa kırmızı kart görür'' tanımlaması varsa şu anki itirazımı unutun gitsin. Kuddusi Müftüoğlu neye dayanarak kaleciyi oyudan anlamak mümkün değil. Bir kere Alex kaleciyi geçtiği anda topa Alex ile müdahele etme şansı ''ortak'' olan bir Eskişehirsporlu hemen göze çarpıyor. Ayrıca Alex kaleciyi geçtiği anda yine kale çizgisine doğru hareketlenen ve pozisyon almak üzere orada olan bir Eskişehirsporlu futbolcu daha var. Pozisyon süzmek ve yorumlamak önemli bir hakemlik yeteneğidir ve eğer Kuddusi Müftüoğlu pozisyondan sonra Fenerbahçeli futbolcuların etrafında oluşturduğu ''mahalle baskısıyla'' kaleciyi oyundan attıysa (ihtimal vermiyorum gerçi buna) psikolojik yardım alması gerekir. Pozisyon penaltı olduğu kadar kalecinin görmesi gereken kartın rengi de ''en fazla'' sarı olmalıydı. Alex penaltıyı gole çevirdikten sonra maç resmen olmasa da bitmiş gibi oldu ancak Eskişehirspor Edu ve Volkan'ın klasikleşen ''ortak yapım'' hatasında ikinci golü bulunca işin rengi değişti. Ben anlayamıyorum bu Edu'nun ve Volkan'ın ortak hatalarında topun nasıl bir şekilde kaleye ya da rakip oyuncuların önüne gittiğini. Nasıl bir ayar çekiyorlarsa, önce geçen sezon şampiyonluğun kaybedildiği Galatasaray maçında Nonda'nın attığı golde topun havaya süzülüp Nonda'nın önünde kalışı şimdi de topun yerden yaklaşık 5 metre yükselip hemen hemen altıpasın içinde şandel alıp kalenin içine düşmesi. Hakikaten tebrik etmek lazım bu ikiliyi. Tamamen mucizevi gollere imza atıyorlar.

Devre 2-2 berabere bittikten sonra ikinci yarıda da değişen birşey olmadı ve galibiyeti kaçıran taraf Fenerbahçe değil, 10 kişilik Eskişehirspor oldu. Hem de verilmeyen bir golleri var top çizgiyi geçtiği halde.

Maç boyunca Eskişehirspor'un şut denemesi 10, Fenerbahçe'nin ise 9. Söylenecek pek fazla birşey kalmadı aslında Fenerbahçe için. Bursaspor'u 5-2 yenerkende, Kayserispor'a 4-1 mağlup olurken de aynı futbolu oynuyorlardı. Sahada mücadele eden savaşan tek futbolcu Alex ve biraz da Semih. Gerisi tamamen hatalar zincirlerinin halkaları. Devre arasında acil önlemler alınması şart ve devreye girene kadar minimum puan kaybı yapmaları gerekiyor zira şampiyonluk yarışından sonra Avrupa Kupalarına katılamama tehlikesiyle de karşı karşıya kalabilir Fenerbahçe.

Bir kötü haber de Alex de Souza'dan geldi. Kaptan sakatlandı ve Arsenal maçında oynayamayacağı açıklandı. Zaten birşeyler yapmaya çalışan birkaç oyuncudan biriydi Alex ve Emirates Stadyumu'nda takımının başında sahaya çıkamayacak. Arsenal'de lig maçını kaybetti. Walcott sakatlandı ama yine de onlar Arsenal. Fenerbahçe için dua etmemiz gerekecek Arsenal maçında...


Hiç yorum yok: